ayşe paşalı cinayeti ne demek?

Ayşe Paşalı cinayeti, 7 Aralık 2010'da Türkiye'nin başkenti Ankara'da Ayşe Paşalı'nın şiddet gördüğü eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesidir.

Cinayet, eşlerinden şiddet gören kadınların, boşandıktan sonra da şiddete maruz kaldıklarını medyada görünür kılmış; böylece Türkiye'de aile içi şiddete dair yeni yasal düzenlemeler yapılması ve önleyici tedbirler alınmasında bu olay önemli rol oynamıştır. Bu nedenle Türkiye’de kadın cinayetleri açısından bir dönüm noktası kabul edilir.1

Paşalı'nın Yetkin tarafından öldürülmesinden sonra görülen cinayet davası, Türkiye'de daha önce olmadığı şekilde hızla sonuçlandırıldı ve katile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bu cinayet davasında Paşalı'nın katiline verilen ağır ceza, diğer kadın cinayeti davalarına örnek olmuştur.2

Kadına yönelik şiddetin simgesi haline gelen Ayşe Paşalı davası, 2011 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) de taşındı.3 Devletin, cinayet ile sonuçlanan bu süreçte Paşalı'nın yaşam hakkını koruyamadığı gerekçesi ile açılan dava, 2020 yılında sonuçlandı. Türk hükûmeti, Ayşe Paşalı'nın öldürülmesindeki sorumluluğunu kabul kabul ederek önerilen tazminatı ödedi.4

AİHM'nin bu davadaki kararından sonra Türkiye'de, koruma talep eden kişilere, yalnız kişinin beyanı esas alınarak acil durumlarda koruma sağlayan, büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi'ne göre oluşturulmuş 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hazırlanmıştır.5

Olay

1998'de İstikbal Yetkin ile evlenip bu evlilikten üç çocuk sahibi olan Ayşe Paşalı, evliliği boyunca kendisini şiddete maruz bırakan eşi İstikbal Yetkin tarafından Mart 2009'da öldüresiye dövüldü ve tecavüz edildi. Cinsel saldırı suçuyla çıktığı mahkemede tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Habertürk muhabiri Cemal Doğan'ın Adliye koridorunda çektiği, Paşalı'nın yaralı göründüğü fotoğraf, Paşalı'nın öldürülmesinden sonra Türkiye'de kadına yönelik şiddetin simgesi haline geldi.6 Çift, Haziran 2010'da boşandı. Yetkin, boşanmadan iki ay sonra kapısına dayandığı eski eşini bıçak zoruyla ıssız bir yere götürdü; boşanmayı kabul etmezse öldüreceğini söyledi yalvarmaları üzerine serbest bıraktı. Yetkin birkaç gün sonra da arkadaşları ile Paşalı'nın kapısına gelerek, tehditlerini yineledi. Paşalı, defalarca savcılığa koruma talebi ile başvurdu. Mahkeme, aralarında evlilik birliği kalmadığı gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Yetkin, boşandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra, 7 Aralık 2010 günü eski eşi Paşalı'yı Ankara'da 11 yerinden bıçaklayarak öldürdü.7 Yetkin, evinde saklandığı arkadaşının ihbarı ile yakalanıp tutuklandı.8

Tepkiler

Ayşe Paşalı cinayetinin basına yansımasından sonra dönemin Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, “Olay karşısında yasalarımızda eksik yok, cinayet münferit” açıklamasını yaptı9

Protestolar

Ayşe Paşalı öldürüldüğünde, kadın cinayetlerine karşı mücadele, Türkiye'nin gündemindeydi ve "Kadın Cinayetlerine İsyandayız" kampanyası ile kadın cinayetleri görünür kılınmaya çalışılıyordu.10 Kadın Cinayetlerine İsyandayız Kampanyası'nın çağrısıyla 14 ilde kadınlar, Paşalı'nın katili İstikbal Yetkin'in yargılandığı davanın karar duruşması öncesinde, sokaklarda kadın cinayetlerine ve kadın katillerinin serbest kalmasına karşı 7-24 nöbet tuttu.11

Dava

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada İstikbal Yetkin'in tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına ve takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, oy çokluğuyla vardığı kararda İstikbal Yetkin hakkında takdiri indirim nedenlerini uygulamadı.12 Ayşe Paşalı davası, arasında kan bağı olmayan eski kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis verildiği ilk dava oldu.

Etkileri

Bu dava, kadın cinayetlerinin kamuoyunda daha görünür olmasını sağladığı gibi devletin kadın cinayetlerini önlememe, kadınları korumama yaklaşımını da görünür kıldı.13 Kadına yönelik şiddete çözüm bulabilmek için daha ziyade önleyici tedbirlere yoğunlaşan bir sözleşme hazırlanmaya başladı. İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen sözleşme, 2011 yılında imzalandı. Bu sözleşmenin önleyici tedbirleri içerir hükümlerinden yola çıkılarak acil durumlarda uygulanmak üzere 6284 Sayılı Kanun hazırlandı. 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, daha sonra ise bu Kanun'a İlişkin Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe girdi.

6284 Sayılı Kanun'daki esaslar, 2. maddesinde belirtildiği üzere büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi’ne göre oluşturuldu. Kanun kapsamında "şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler" korunmaktadır. "Aile bireyleri" İstanbul Sözleşmesi'nde yapılan "ev içi şiddet" tanımına göre, aynı evi paylaşsın veya paylaşmasın birliktelik yaşayan partnerler, boşanmış kişiler arasında gerçekleşen veya gerçekleşme ihtimali olan şiddet olayları kanun kapsamına girer.14

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

Orijinal kaynak: ayşe paşalı cinayeti. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler